Köşe Yazıları
Sinan Bayraktar: Politikamız sıkılık, bakışımız bıkkınlık
Türkiye’de her uygulanan ekonomik politikalarda yıllardır aynı kelimeyi duyduk ve duymaya devam ediyoruz.
Sıkı para politikasından vazgeçmeyeceğiz, yeni tedbirler ile enflasyonist etkileri yok edeceğiz.
Bu söyleme o kadar alıştık ki, başka bir şey söylense anlamayacağız.
Çünkü yaklaşık 60 yıldır aynı terane terennüm edip duruyor.
Sıkıyoruz olmuyor, gevşetiyoruz bozuluyor,.
Soru şu bunun doğrusu yok mu?
Var elbette.
Sıkmaya devam, bıkmaya da devam.
Şaka bir yana Türkiye ekonomisinde bitmez tükenmez bir bozulma ve erozyon maalesef ki devam ediyor ve etmekte.
Her gelen politik düşünce bunu gidermeye çalışıyor, yine de olmuyor.
Gerçi son 20 yıldır gelenler hep aynı, gidenler yok. Politikalar hep farklı, uygulayanlar hep aynı ama değişen çok bir şey yok .
Hadi gelin Türkiye’yi büyütelim dediğimiz noktada bence iki şeyi küçültmeniz lazım.
Harcamaları kısacak, gelir dağılımını zorlayacak, vergi politikasından vazgeçip daha rasyonel sonuçlara gidecek vergi düzeni kuracaksınız ki, belki bazı şeyler düzelir.
Ancak dolar kurunu durdurmadan, yakıt fiyatlarını geriletmeden, genel fiyatlar seviyesinde dezenflasyon ve deflasyon yaşamadan büyümeniz olanaksız.
Büyümek için beslenmek, beslenmek için de bol gıda ve sınırsız kaynak bulmaz lazım.
Sofranızdaki ürünlerin değeri ile yedikleriniz size alerji yapmadan büyümeniz lazım.
O zaman gelin aynı şarkıyı söylemeye devam edelim.
Arkası gelmez dertlerimin bıktım illallah, Biri biterken öbürü de başlar, vermesin Allah
O da bu hayata bıkarak gitti bence (Erkin Koray)
Sıktıkça sıkarak ne geliyor bilir misiniz?
Bıkkınlık.
Bıkkınlık ne yaratır?
Kaos ve bilinmezliği körükleyen bir ortam ve sokaktaki bozulmalar
Umarım sıkılan her şeyden sonra aşırı bıkkınlık bir yerlere varmasın.
Sakince bekleyelim ve enflasyon 2025 de 8,5 lara düşsün
Hadi, hayırlısı…