Bizi Takip Edin

Köşe Yazıları

Barış Ariç: Kurlardaki sıkışma üretimi düşürüyor

Son açıklanan sanayi üretim endeksinde düşük ve orta düşük teknoloji imalatında hem aylık hem de yıllık bazda azalmalar olduğunu görüyoruz.

da paylaşıldı

barış ariç

Bu düşüşler pandemi sonrası üretimde gördüğümüz belki de en büyük düşüş diyebiliriz. Tabi ki bunda Şubat ayında yaşadığımız depremin de etkisi var. Fakat unutmayalım ki sanayi üretiminde bölge üretiminin oranı piyasaları bu denli olumsuz etkileyecek kadar büyük değil. Genel bir düşüş var. İç pazarda ki PMI endekslerinden anladığımız artık yavaş yavaş siparişlerin gelmeye başladığı ve artışların olacağı yönünde.  Fakat öte yandan beklenen ihracat ivmesi hala yakalanabilmiş değil.

Piyasalardaki kur üzerindeki baskı her geçen gün ihracatçı üzerinde artarken aynı baskı hammade yada aramamül üreten tedarikçiler üzerinde de başladı. Türkiye’deki üretim maliyetleri özellikle Asya’dan yapılan ithalatlar ile rekabet edebilir bir durumda değil.

Türkiye hem işçilik maliyetleri hemde döviz kur oranları nedeniyle artık cazibesini yitirmeye başladı. Pandemi sonrası yakaladığımız ivme hızla kayboluyor. Her gün bir başka sektör ihracatlarının ve siparişlerinin düştüğü yönünde açıklamalarda bulunuyor. Önemli pazarları kaybediyoruz.  Gerçekten de bu koşullarda rekabet etmek hiç de  kolay değil. Belirli sektörlerde üretim ve tedarik hattı yine asya’ya kayıyor. Bu kaymalar bizi orta vadede daha da zora sokacaktır. Çünkü müşteriler bazı sektörlerde uzun vadeli anlaşmalarla çalışıyor. Yani bir müşteriyi kaybettiğimizde geri getirmemiz çok kolay olmuyor.

KURA BASKIYI BIRAKMALIYIZ

Hepimizin malumu uzun süredir kurlar baskılanıyor. Bu baskılanma önceleri kur üzerinde çok tazyik olmadığı için kolaylıkla yapılabiliyordu. Fakat geldiğimiz noktada kurun artması yönünde müthiş bir piyasa baskısı oluşmuş durumda. İşte bu piyasa baskısı oluştuğunda artık siz kurları tutmaya devam ettiğiniz sürede başka yerlerde yeni problemler ortaya çıkmaya başlayacaktır. Nitekim şu anda onu görüyoruz. Reel kur enflasyon ile aynı oranda artmaması doğrudan ihracatımızı vurdu. Ardından ithalatı artışa geçirdi. Bundan sonrası ise üretimin ülke dışına kaymasına sebep olacak. Yani, Türkiye’deki yerli üreticilerimiz ya da markalarımız rekabet edebilmek için ürünlerini daha ucuz ülkelerde ürettirmeye başlayacak.  Bu sanayide iç piyasayı doğrudan etkileyecek. İşsizlik oranları artmaya başlayacak.  Bu sebeple kur üzerindeki bu suni baskıyı kaldırmak durumundayız. Piyasa şu anda yapılan bu baskıyı kabul etmiyor zaten. Piyasalarda görüyoruz bu etkiyi. Piyasalarda başka başka kur oranları konuşulmaya, el değiştirmeye başladı. Yabancı banka ve finans kuruluşlarının beklentiler dövizlerde kur oranlarının yıl sonu 25TL oranlarına olması yönünde. İç piyasalardaki beklenti ile hemen hemen örtüşüyor. Bu durum merkez bankası katılımcı anketlerine çok net yansıyor. Yapılan döviz kuru değişim anketlerine göre kurlardaki beklenti bir yıl sonra 24,08TL olarak gerçekleşiyor. Hal böyleyken siz dövizleri tutmaya devam etseniz dahi piyasalar yine size istediği seviyeye getiriyor. Bu ülkeye daha fazla ekonomik zorluk getirmemek için kurları piyasa talepleri seviyesine getirmeli sanayicinin taleplerini dinlemeliyiz.  Yani üreticiyi bu döviz kıskacından kurtarmalıyız.

 

Çin Ticaret Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Barış Ariç’in diğer yazılarını buradan okuyabilirsiniz…

Sinan Bayraktar: Beklentiler seçim sonrası değişir mi?

Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Döviz Kurları

Facebook

Son Haberler